To be silent a lot, even though you love it so much
To be tied up a lot, even though you want to talk a lot
To not be able to go further than being stuck in your throat
To disappear like many other feelings.
Scorpion Poetry
I may not be everyone's type of poetry, but I hope to touch a few hearts because I was born to touch your feelings. I share the verses that flow from my heart. Each line holds a new story, seeking inspiration. A world brimming with poetry awaits.
Thursday, August 28, 2025
Monday, July 7, 2025
Haftanın Şairi: Cemal Süreya
Kısaca Cemal Süreya
Cemal
Süreya (1931 – 1990), İkinci Yeni hareketinin öncülerinden, Türk edebiyatının
en zarif şairlerinden biridir. Asıl adı Cemalettin Seber’dir. Şiirlerinde aşk,
kadın, yalnızlık, yaşamın küçük detayları ve toplumsal değişim iç içe geçer. Sözcükleri
yeniden yaratır gibi kullanır; bazen çok sade, bazen beklenmedik kadar
sarsıcıdır. Hem bireyin iç sesiyle hem de bir halkın kalbiyle konuşur. Aşkı
anlatırken ne gösterişli ne de suskundu; tam ortasında tam içindeydi.
Bu
Hafta Neden Cemal ve Bu Şiir?
Cemal
Süreya’nın şiiri, bir günlüğün içine dökülen en mahrem duygular gibi gelir
bana. Bu hafta seçtiğim şiir “Sevgilim Ben Şimdi”, özlemin, alışkanlıkların ve
kalpte sıkışan sessiz sevdanın şiiri. Günlük eşyalar, sıradan nesneler onun
kaleminde duygunun kendisi olur: bir çiçek, bir pencere, bir mavi kalem... Cemal,
bu şiirde sadece bir kişiyi değil, bir zamanı, bir hali ve bizi anlatıyor.
Şiir
Köşesi: Sevgilim Ben Şimdi Seçme Parça)
Sevgilim
ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
‘‘Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz’’
Çiçekler,
çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere
O gülün yüzü gülmüyor sensiz
O köklensin diye pencerede suya koyduğum devatabanı
Hepten hüzünlü bu günlerde.
(Not:
Şiirin tamamı için Cemal Süreya’nın “Sevda Sözleri” kitabına göz
atabilirsiniz.)
Scorpion’dan
Birkaç Satır
Bazen
kalbimizin suskunluğunu yalnızca bir şiir anlatabilir. Bu dizelerde en çok
dokunan, sıradan bir sabahın içinde bile sevgilinin izini aramak... Gülün
yüzünün gülmemesi, bir devatabanının hüzne ortak olması insanın kalbiyle
konuşan hassas detaylar. Sevdiğine hasret duyarken etrafındaki her şey hüzünlü.
O mutlu günlerini şimdi ağlayarak hatırlıyor. Cemal’in kaleminde sevgi sadece bir duygu
değil, gündelik bir eşya gibi eline aldığın, büyüttüğün bir varlık. Ve bu
yüzden çok gerçek. Bu yüzden çok bizden.
Sen Ne
Düşünüyorsun?
Senin de
hayatında sızılı anlar oldu mu hiç? Bir çiçeğe bakıp “o bile üzgün” dediğin
zamanlar? Yorumlara bırak, Cemal’le içimizi dökelim.
📍 Beni Instagram’da da bulabilirsin:
🔗
@scorpionnpoetry
Orada şiirlerimi, alıntılarımı ve kalbime dokunan dizeleri paylaşıyorum.
Beklerim. 🖤
Monday, June 30, 2025
Haftanın Şairi: Rainer Maria Rilke
Kısaca
Rainer Maria Rilke
Rainer
Maria Rilke (1875 – 1926), Avusturyalı bir şair ve yazar olarak modern şiirin
en derin ve ruhani seslerinden biridir. Şiirlerinde aşk, ölüm, yalnızlık ve
varoluş gibi temaları felsefi ve mistik bir dille işler. Hayatı boyunca dünyayı
dolaşmış, yalnızlığı seçmiş ve içsel bir keşfin peşinden gitmiştir. En bilinen
eserleri arasında Duino Ağıtları ve Orpheus'a Soneler yer alır. Rilke’nin dili,
dış dünyadan çok iç dünyaya dönüktür; bu yüzden onu okurken kelimeler değil,
hisler ağır basar.
Bu Hafta Neden Rilke ve Bu Şiir?
Rilke'nin
şiirleri bana zaman dışı bir yankı gibi geliyor. Özellikle Sen Daha
Başından adlı şiirindeki bu kesit, hasret, sezgi ve ruhsal bağın bir
ifadesi gibi. Onun diliyle insan hem sevdiğine hem de kendine sesleniyor gibi
hissediyor. Bu hafta seçtiğim parça, hem geçmişten gelen bir özlem, hem de hiç
yaşanmamış ama içimizde var olan bir buluşmanın şiiri gibi...
Şiir
Köşesi: Sen Daha Başından (Seçme Parça)
Sen,
sevgili, daima hasretle seyrettiğim
bahçelersin
sen. Bir kır evinde
açık
bir pencere-, ve sen daha yeni
atmışsın
adımını dışarı, dalgın düşünceli
karşılamak
için beni. Rastgele geçtiğim sokaklar,-
sen
onlarda az önce yürümüş ve gözden kaybolmuşsun.
Ve
bazen, bir dükkanda, aynalar hala sersemlemiş
olurlardı
senin orada bulunmuş olmandan, irkilmiş
geri
verirlerdi benim çok ani hayalimi. Kim bilir? belki de
aynı
kuş yankılanıyordu içimizden ikimizin de
ayrı
ayrı, dün akşam.
Scorpion’dan
Birkaç Satır
Bu
dizelerde beni en çok etkileyen şey, “olmayanın varlığı”. O orada değil ama
hayali baktığımız yerde. Hani diyor ya sokaklarda az önce yürümüş ve gözden
kaybolmuşsun, işte öyle olmayanın varlığı.. Rilke, sevdiği kişinin izlerini
sokaklarda, aynalarda, düşüncelerde buluyor. Belki de bazen biz de böyleyiz:
birinin varlığını hissediyoruz ama sadece yansımalarda. Şiiri okudukça, içimde
yankılanan bir özlem doluyor. Geçmişte yaşanmamış bir hayatın şimdiye özlemi
diyorum ve bitiriyorum yorumumu.
Sen Ne
Düşünüyorsun?
Hiç, birini görmeden, sadece sezerek hissettin mi? Hiçbir kelime söylemeden varlığını tanıdığın biri oldu mu? Yorumlara yaz, birlikte Rilke’nin gölgelerinde gezelim...
📍 Beni Instagram’da da bulabilirsin:
Orada
şiirlerimi, alıntılarımı ve kalbime dokunan dizeleri paylaşıyorum. Beklerim. 🖤
Monday, June 23, 2025
Haftanın Şairi: Nazım Hikmet Ran
Kısaca
Nazım Hikmet
Nazım Hikmet Ran (1902 – 1963), Türk şiirine özgün sesiyle yön veren, dünyaca tanınan bir edebiyatçıdır. Sürgünler, hapisler, yasaklar içinde geçen hayatında kalemini hiç bırakmadı. Onun şiirleri, sadece bir edebi anlatım değil, aynı zamanda halkın sesi, aşkın özü ve direnişin yankısıydı. Moskova’da aldığı eğitim, düşün dünyasını şekillendirdi. Türkiye’de ise düşünceleri nedeniyle yıllarca hapis yattı. En sonunda yurdundan ayrıldı, ama memleketini hep yüreğinde taşıdı. Şiirlerinde umut, sevda, hasret ve mücadele yan yana durdu.
Bu
Hafta Neden Nazım?
Çünkü
Nazım’ın şiiri sadece kelimelerden ibaret değil, bir yaşam çağrısı. Onun
dizelerinde aşk, bazen bir sokak lambası kadar sade, bazen bir kavga kadar
ateşlidir. Bu hafta seçtiğim şiir "Henüz Vakit Varken Gülüm", yaşamak
ve sevmek üzerine en dokunaklı hatırlatmalardan biri. Hayatın akıp gidişine
karşı “dur ve sev” diyen bir fısıltı gibi.
Şiir
Köşesi: Henüz Vakit Varken Gülüm
Henüz
vakit varken, gülüm,
Paris
yanıp yıkılmadan,
henüz
vakit varken, gülüm,
yüreğim
dalındayken henüz,
şu
Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
söğütlerin
altından, gülüm,
ıslak
salkım söğütlerin.
Scorpion’dan
Birkaç Satır
Bazen kendime sormadan edemiyorum: Ne zaman gerçekten sevdik? Ne zaman yaşadığımızı hissettik? Nazım bu şiiriyle bir tokat gibi geliyor bazen. Hayat geçip gidiyor. Sevdiklerimize sarılmadan, güneşi içimize çekmeden, kalbimizi açmadan yaşadığımız her gün biraz eksik. Yaşayamadıklarımız yaşadıklarımızdan çok. Vakit varken yaşayalım çağrısını alıyoruz şairimizden. Bu yüzden bu şiiri çok seviyorum. Çünkü; henüz vakit varken yüreğim dalındayken bilhassa sevebilirim. Bu şiir, hem insanın içini ısıtıyor hem de derinden sarsıyor. Belki de en çok bu yüzden seviyorum: Hem kırılgan hem güçlü.
Sen Ne
Düşünüyorsun?
Sen hiç, birini “vakit varken” sevdin mi? Yoksa vakit geçti sandığın bir an oldu mu? Yorumlara bırak, Nazım’la dertleşelim.
📍 Beni Instagram’da da bulabilirsin:
Orada şiirlerimi, alıntılarımı ve kalbime dokunan dizeleri paylaşıyorum. Beklerim. 🖤
To be silent a lot, even though you love it so much To be tied up a lot, even though you want to talk a lot To not be able to go further tha...
-
Bloody Moon Yet, I never wept in daylight, Never spoke with the absence in my pocket. With bloodshot eyes upon the sky, I never gazed, Never...
-
The shade of a single tree was enough for both of us. It wasn’t the wind; it was you who blew.
-
Farewell My story began with the first letter of the alphabet A little, just a little bitter, filled with sorrow. My dearest, whom I could n...